Haber Linki için tıklayınız
 

Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Etlik, troid nodüllerinde Radyofrekans tedavisinin başarı ile kullanıldığını dile getirdi.
 

Nodüller, troid bezinde bulunan yumrular olarak tanımlanıyor. Troid hücrelerinin anormal çoğalmaları ve büyümelerinden kaynaklanıyor.


Troid nodülleri, içinde bulunduğu troid bezinde büyümeye yol açarak nefes borusuna bası, yutma güçlüğü, boğazda yabancı cisim hissi, görüntü bozukluğu gibi belirtilerle ortaya çıkıyor. Bunlar hormon saldığı takdirde (halk arasında zehirli guatr olarak bilinir); ellerde titreme, kalp çarpıntısı, iştaha rağmen kilo kaybı, sinirlilik ve uykusuzluk şikayetlerine yol açıyor. Hastalık sık olarak görülmekte ve toplumun yüzde 40'ında bu nodüllere rastlanılıyor. Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ömer Etlik, "Troid nodülleri, Türkiye'de sıkça rastladığımız bir hastalıktır. Ülkemizde yapılan araştırmalara göre Karadeniz'de bulunan kadınların pek çoğunda hastalığın görüldüğü belirlenmiştir. Hastanın boğazında meydana gelen şişlikleri önemsememesi, hastalığın ilerleyen safhalarında nodüllerin sayılarında ve boyutlarında artışa neden olabilir. Bu durum önlem alınmadığı takdirde nefes borusunda bası ve kozmetik sorunlara yola açabilir." dedi.


Nodüllerin oluşumunda çevresel ve kalıtsal faktörler rol oynuyor. Ömer Etlik, "Troid nodüllerinin oluşumunda en önemli faktör genetik olmakla beraber birçok çevresel faktörden de söz edilebilir. Kalıtsal özellikle birlikte yaşam standarlarımız ve yediklerimiz de etki edebilir. Örneğin; lahana, soya fasulyesi, yer fıstığı ve şalgam gibi gıdalar tiroid bezindeki iyot üretimini engelleyerek iyot eksikliğine benzer bir tepkimeyi tetikler." ifadelerini kullandı.


Etlik, son senelerde troid nodüllerinde cerrahi tedaviye alternatif olarak Radyofrekans tedavisinin başarı ile kullanılmaya başlandığını dile getirdi. Profesör Etlik, tedavinin yararlarını şöyle anlattı:


" Cerrahi tedavi temel yöntem olmakla beraber her hasta için uygun değildir. Diğer yandan cerrahi tedavide sıklıkla troid bezinin tamamı çıkarıldığı için hasta bundan sonraki hayatında devamlı troid hormonu almak durumundadır. Ayrıca cerrahi tedavide ses sinirinin hasar görme ve komşu bezlerin yanlışlıkla alınma ihtimali gibi riskler bulunmaktadır. Troid nodüllerinde radyofrekans tedavisi, cerrahi tedaviyi kabul etmeyen veya cerrahi tedaviye uygun olmayan hastalarda, zehirli guatr olarak bilinen hormon salan nodül varlığında, kozmetik probleme yol açacak kadar çok ve büyük boyutlu nodül varlığında ve nefes borusuna baskı yapan nodüllerin tedavisinde uygulanabilir.Troid nodülleri sık karşılaşılan bir hastalıktır, buna rağmen bu nodüllerin nadiren tedavi edilmeleri gerekir. Tedaviyi gerektiren durum söz konusu olduğunda elimizde ilaç tedavisi, radyoaktif iyot tedavisi (atom olarak bilinir), cerrahi tedavi gibi seçeneklerin yanı sıra son senelerde başarı ile kullanılmaya başlanılan Radyofrekans tedavisi de bulunmaktadır. Troid nodüllerinde Radyofrekans tedavisi ameliyata ait komplikasyonları içermeyen, anestezi gerektirmeden ayaktan hasta grubuna uygulanabilen, hasta tarafından kolayca tolere edilebilen, cerrahi tedaviye alternatif, etkili bir yöntemdir."